konutkent taraflarında güzel bir barınak var. barınak da değil tam olarak da. istersen oraya getir çok ilgileniyorlar köpeklerle. her gün hepsinin tüylerini teker teker fırçalıyorlar falan. bu bebeğe de yardımcı olurlar umarım.

benim bu değerlerdeyken doktor bana hap başlatmıştı.

T3 ya da t4 normal ise önemli değil

serbets t4 normal. ama t3ü bulamadım.

endokronologum 4 gibi bir değer görünce tiroid ultrasonu ve sintigrafi istemişti. serbest t3 t4 ve anti tpo anti tg bakılmıştı. sonra ilaca başladık.
tsh değerimin 1'in üstüne çıkmamasına dikkat ediyor. ki bazı şeylerde referans aralıkları çok bir anlsm ifade etmiyor nedense. örneğin açlık insulin için max ref değeri 25 ama herkes 5 altı olmalı diyor.

Doğurganlik cagindaysaniz ve ozellikle de bebek planiniz varsa tsh baya onemli. 4.60 la bana da ilaç basladi doktorumuz. Mutlaka tekrar gidin.

Bence evet... insanı vahşileştiriyor. ama bilimsel bir dayanağım yok.

bence et bizi değiştiremez, ama biz eti değiştiririz, orası kesin.
yerken her zaman "öteki tarafta yeniden görüşürüz!" de...

çayırda pusu kurup bir anda koyunların danaların üstüne atlayarak hayvanın boynunu dişlemek suretiyle kanlı kanlı et yemediğimiz müddetçe vahşileştirmez. kasaptan 200 gr kıyma alıp köfte yapıyoruz ne vahşileşmesi? :))

onun dışında ise bilmiyorum. cevapları takipteyim.

Ben sinir yaptığını duymuştum

Quorada bu sorulmuştu ve oylanan cevapların birinde bir araştırmacının yemekleri 3 kategoriye ayırmasını ve hissettirdiklerini yazıyordu. Linki bulursam atarım ama et depresif, baharatlı şeyler heyecanlı hissettiriyor diye hatırlıyorum.

Hayvan bedeni yemek, doga dunya ekoloji acisindan bir zarardir.

Bir kilo et icin 18000 litre su harcaniype. Bir kilo bugday icinse 1000.

O hayvani doyurmak icin bayagi bir araziden alinan urun kullanikiyor. Bu araziler insanlar ici ekilse, daha fazla insan faydalanabilecek.

Hayvan endustrisi, kursel isinmanin buyuk sebeplerinden biri. Bir inegin osurugu bir arabanin egzosu kadar karbon saliyoe. Bu hayvanlarin diskilari idrarlari kanlari filan derken dogaya cok fazla geliyor bunlar.

Yani et yemek vhem ekolojik degil, hem dogaya zararli, hem de vicdani olarak ysni hayvanlarin bir araya toplatilip 20 yillik omurlerin 20 dakikalik zevk ugruna feda edimsi icin para vermek ahlaki bir sey degil.

Bitkilerden alinabiliyorkwn her hayvansallardaki her sey.


Soruya gelirsek

Leo tolstoyun kreutzor sonat kitabi var. Orda ehayvan bedeni yemeyi elestiriyoe. Isci yiyorsa sorun yok diyor calisiyor ediyor ama burjuva yiyorsa, bu fazla enerji icte kaliyoe ve kadinlari aldatiyor. Cinsel olarak disa vuruyor diyor.

Benim dusuncemse hayvansal urunleri birakmak, insana bir huzur veriyoe. Ahlaki olarak yapilmasi gerekwn bir seyi yapmak boyle olmamali ama yine de dogaya hayvanlara karsi bu gorec bu yukumluluk, farkli hissettiriyor. Iyi ki yapmisim diyorsum

Mutlu ettiği için mümkün.

çok uzun zaman okuduğum bir yazıda hayvanların kesilirken salgıladığı korku hormonları yiyen insanları etkiliyor diyordu.

kaynak veremem ama.

tam olarak adını koyamam ama bence evet yol açıyor.
bütün gün börek çörek kurabiye pişirip yiyen teyzeler nasıl birbirlerine benziyorlarsa "et yemeden doymam"cıların da benzer karakterleri oluyor.
ayrıca sırf kendi ağız tadı için @CursedChico 'nun bahsettiği şeylere kayıtsız kalabilmek de belli bir takım karakter özellikleri gerektirir diye düşünüyorum.

yarın istersen kaynak yollarım. şu anda yollayamıyorum.
evet sinir, yorgunluk, hastalık yapar.
benim kendi deneyimlediğimi söyleyeyim. erkek arkadaşım vejetaryenken çok daha kibar ve saygılıydı. ne zaman ki et yemeye başladı sürekli bana saldırmaya başladı, çok sinirli oldu. et yemeye başlaması da günde 3 öğün et yemesi bu arada. yani abartılı bir değişim yaptı. kişiliği de tamamen değişti bu süreçte.

Does eating meat make you a violent person because you get used to blood and killing of creatures? by Shreyans Mehta www.quora.com

Daha öncesinde kanlı canlı yürüyen bir hayvanı doğruyorsun, kıyma yapıyorsun yiyorsun... ben et tüketen birisi olarak söylüyorum, bunu bilerek yemek bile negatif bir etki.

evet et yemeyen gerizekalılaşıyor zamanla. hayvansal protein şart :))

degistiriyor, duzenli yedigim zamanlar seker gibi bir insan oluyorum. dunya uzerinde pirzola ya da antrikot olmasa patolojik vaka olurdum.

p.s: inek osurugu da senfoni etkisi yaratiyor bende.

bir yerde mi izledim birinden mi duydum tam hatırlamıyorum ama özellikle az pişmiş kanlı et yeme olayında vahşileşme oluyordu. galiba köpeklerde mi deneniyordu. uzun vadede etkisi olabilir bence. evrim filan özümüze dönüyoruzdur belki içgüdüsel olarak.

bir de burada da örneğini görebileceğin gibi et yiyen insanlar yemeyenlere hakaret etme konusunda daha cüretkar olabiliyorlar. et yemeyen biri " et yiyen or**pu çocuklarının karakteri şöyle şöyle oluyor" demezken; et yiyen biri et yemeyenlerin "gerizekalı" olduğunu iddia edebiliyor. hepsi bu kadar ileri gitmese de, işte bu her şeyi kendine hak görme hali et yiyenlerin bir ortak özelliği olabilir.
"hayvanı keser yerim, yemeyene de hakeret ederim çünkü ben müthişim. evet."

bir kaç saat masa başında hareketsiz kalınca boynumun belimin nasıl ağrıdığını çok iyi biliyorum.
kasları gelişmesin eti sertleşmesin diye doğumundan iki gün sonra oturup-kalkma, adım atma şanslarının olmadığı daracık kafeslerde, boyunlarından yukarı bağlı olarak aylarca (3-4 ay, saat değil evet ay) hareketsiz halde tutulup sonra kesilen bir hayvanı yiyemeyecek kadar gerizekalı olduğum için mutluyum.

Belki kisa vadede iq'yu artirmaz ama varolan zekasini daha iyi kullanmasini saglar. Bu da dolayli olarak mizacini degistirir

Supplement almak zorunda kalinan hicbir diyet normal degildir

Bilimsel olarak yapılmış ciddi bir çalışma yok sonucu çıkıyor sanırım

Bel ağrısı ciddidir röntgen çekilmeden kimse bir şey diyemez.

obezite hayvanlarda çok tehlikeli. lütfen bir diete başlatın. şişman köpekler kendilerini taşıyamıyorlar ve bel kısmı, patileri falan zarar görüyor. kemikler yamulabiliyor. dikkat edin.

Bonding phase denilen yani dogum sonrasi anneye bagimli oldugu surecte anneden erken ayrilmasi ve travma yasamasi nedeniyle oluyor genelde. Cins kopekse ve petshoptn filan alindiysa anneden cabuk kopariyorlar. Aynisi kediler ve hatta cogu memeli icin gecerli.

Burada 8-11 hafta arasi yazilanlar belki fikir verebilir:
ice.ucdavis.edu

Korktuğunda ne yapıyorsunuz? "Ay canım korkma, yavrum, bebeğim" tarzı sevgi gösterip sakinleştirmeye çalışıyorsanız korkusunu yenmez, korkusunu perçinlersiniz. Öncelikle korktuğu zaman ya korkusunu görmezden gelin ya da sakin ve kendinden emin ses tonuyla "Yok bir şey, geç yerine/otur." vs. şeklide komut verin. Sizin sakinliğiniz ve güveniniz onu rahatlatır.

Köpeğe durmadan sevgi göstermek köpeğe kötülüktür. Köpeğin kendisine güvensiz olma sebebi, sizin durmadan ona güven sağlamanız. Ufak bir köpek olduğunu tahmin ediyorum, 4 aydan büyük köpeklerin kucakta sevilmesini tavsiye etmeyiz, eğer kucakta seviyorsanız bu huyunuzu bırakın.

Herkesten ve sürekli sevgi almasın, kurallar koyulsun, kurallar çiğnendiğinde azar ve tepki ile karşılaşsın. Böylelikle hem doğası olan sürü içinde yaşama güdüsü perçinlenecektir, hem de sizin liderliğinizi tanıyıp 1. paragrafta bahsettiğim güven duygusunu hissedecektir. Köpeğin bu kadar korkmasının sebebi evde sağlam ve güçlü bir lider görememesi.

Yazdığım her şey tek paragraflık yazınızdan yaptığım çıkarımlar, eğer köpeğin cinsini yaşını, nasıl büyüdüğünü, evdeki kişi sayısını ve kişiliklerini detaylı anlatırsanız daha destekli fikir yürütebilirim.

petshoptan alınmadı. 2 aydan uzun süre annesiyleydi ve iyi insanlardı bakanlar ben sahiplenene kadar.

yani kural dolu bir ilişkimiz yok. köpeğim 1,5 yaşında dişi bir chihuahua. korktuğunda bazen abartma şapşal kız falan derim emin bir ses tonuyla bazen de rahatlatırım. yani şunu yaparsa şunu yaparım diye bir ilişkimiz yok. sürekli kucakta değil hatta beni görebileceği bir mesafede kalır hep ama gezer durur kendisi, bana bağımlı olduğunu pek düşünmüyorum. kuralları çiğnediğinde ne yaptığına göre tepki koyuyorum. bazı yaptığı yanlış şeylere bir bakışım yetiyor ama büyük bir hata yaparsa kızıyorum o da utanıyor hemen zaten. kişiliğinde hiçbir sorun görmüyorum. harika bir köpek. her şeyiyle çok uyumlu, çok akıllı, çok şımarık ama söz de dinliyor. tam hayalimdeki bebek yani. ama tırsak bir kız. koskoca dünyada 2 kilo haliyle biraz da mantıklı buluyorum bunu. kulakları da kocaman zaten ta 3 kat aşağısından sesleri duyuyor. alfa benim ilişkimizde. ama tamamen sevgi üzerine kurulu. bana çok güveniyor. genel olarak sakin bir insanım ama ağlarken falan bir tek çok üzülüyor.

benim kopegimi anlatmissiniz, tek fark benimki 20 kiloluk bir sokak kopegi.
korkusunun genlerinde olduguna kanaat getirdim. en ufak seyde dunyanin en mutlu kopegine donebiliyor ama bir isik yansisa, biri arabasinin kapisini kapasa sanki firtina cikmis, kiyamet kopmus gibi korkuyor. bir defasinda cidden kiyamet kopmus kadar oldu gerci, sipa bizi kosa kosa eve yetistirdigi icin gurur duydu resmen. evdeysek de, banyo en dip ve karanlik oda. oraya paspas koyduk orda sakinlesip geliyor. genelde youtube'da 'relax my dog' kanalini aciyorum, bu mucize gibi sakinlestiriyor hemen.
muhtemelen sizin kopegin dogdugu evde, sese karsi duyarsizlastirma sureci yapmadilar, cok sessiz yerde yasiyorsa ondandir. sokak kopekleri de dogum icin sessiz kuytu yerleri sectikleri icin, sese karsi duyarsizlasamiyorlar. kopek egitmeninin (tarkan ozvardar) bana anlattigi boyleydi.
genlerine islenmesi de sanirim soyle oluyor; sokak kopegi tehlike aninda (ses ozellikle) kacmadiysa hayatta kalamadigindan, korkusuz kopekler eleniyor, obur turlu bu aliskanlik nesilden nesile aktariliyor. benimki tetik sesi gibi sese karsi inanilmaz hassas. thundershirt aldik, ise yarayip yaramadigina henuz emin olamadim. isterseniz bir bakin ona da. o kadar kucuk boy vardir umarim.

belediyeyi ararsan alırlar bi barınağa atıp açlıktan ölmesini beklerler.

Bırak özgürce yaşasınlar. Zaten ne kadar yaşayacaklar ki? İnsanların eline düşürme onları. Köpekleri zor şartların içine atmaktansa kendi korkunu yenmeye çalışsan her iki taraf için de daha iyi olur. Bi de arada o çocuklara yemek ver mesela. :)

hocam onlar da senden korkuyor ama onların seni bir barınağa kapatacak kadar ne güçleri var ne de konuşamıyorlar. belki bilmiyorsundur barınakların durumunu ama hayvanlar birbirlerini yiyerek hayatta kalmaya çalışıyorlar orada. o yüzden yapma bence. hatta bu korkunu yenmen için harika bir fırsat. git bir tanışmaya çalış, durduk yere saldırmazlar merak etme.

Ya çok haklısınız gerçekten. Cidden korkuyorum, küçüklüğümde az kalsın ısırıyordu bir keresinde ondan sonra sevemedim. Sabah havlamaya başladıklarında taş atar gibi yaptım eğilip zaten atamam bile. O hareketi yapmasam uzaklaşmıyorlar. İnanır mısınız onlarında kaliteli bir hayat sürmeleri gerektiğinin bilincindeyim ama gelse ısırsa beni o da kötü bir durum:(

sen mesafeni koru, sakin ol mümkün değil ısırmazlar. için rahat olsun. keyfine bak. ara ara da yanlarından geçerken konuş. yakınlık sağlıyor.

belediyeyi ara almalarını iste

migrostan "dost maması" al 1 lira, 5-10 kere ver
seni bir daha hayatta ısırmaz merak etme.

@Corc kardeşim verebilecek durumda olsam korkmazdım :D

ablam ufakken, yemek verdigi köpek, onu duvara yasladi, omuzlarina patilerini koydu, ablamdan daha uzundu öylece, cilginca havlayip belinden isirdi.

isirma amaci ikaz, izi bile kalmadi, hatasi da mama kabina yemek dökmesi gerekirken dolu kabi birakip bos mama kabini almasiydi.

yillarca köpeklerden korktu, simdi oturdugu ev civarinda yatan bir köpek varmis gel zaman git zaman sevmis. seve seve hem korkusunu yendi hem de simdi köpek alayim diye planlar icinde.

öneririm. ha her gördügün köpegi git sev demem, ama sahipli köpeklere sokulup terapi niteliginde as bu korkunu.

bir de belediyeyi arama ya.

Sokak köpekleri hayvanlara cesur insanlara korkak olurlar genelde. Yüksek sesle bağırmak ve bir tekme sallamak hepsini korkutup kaçıracaktır.

iki önerim var, belediyeyi arama ve mama verme.

eğer korkuyorsan mama vermekle bunu aşamazsın, seni gördüklerinde mutlaka tanıyıp geliyorlar. zarar vermek için gelmezler ama senin korkun pekişir. korkunca onlar da tedirgin olur. özellikle peşinden gelmiyorlarsa onlar yokmuş gibi davran.

blog.milliyet.com.tr

mamayı ille kapının önüne koyma. madem uzaklaşmasını istiyorsun güvenle yiyebilecekleri bir uzaklığa koy, onlar bulurlar.

belediy kural geregi kopegin asisini masisini yaptiktan sonra alir ayni yere birakir. hayvan barınakları geçicidir. tedavi bittikten sonra aldıkları yere bırakıyorlar. Hayvanlar küpeliyse hiç değilse aşıları yapılmıştır diyebiliriz.

şuraya bakmanızı tavsiye ederim.

vetistanbul.ibb.gov.tr

bunun dışında naczane göüşümü söylemek istiyorum. Ben istanbul'un merkez sayılacak ilçelerinde köpeklerin herhangi birine ciddi saldırdığını hiç görmedim. Genel olarak buraların hayvaları bir uysal oluyor. Nedenini bilmiyorum. Genel olarak o ilçelerdekilerin hayvanlarla daha iyi anlaştıkları için mi böyle acaba bilemedim. Ama gecekonduların çok olduğpu arsalarda çeteler halinde dıolaşan köpeklerin olduğu yerlerde çok fenalar.

atıyorum kadıköyde de köpek çeteleri var ama genelde kuyruk sallayıp yerlerde yuvarlanıyorlar. Üsküdar da keza öyle. ama neblyim sarıgazide filan görsem ben de tırsıyorum.

derdin buysa girme.

oldukca entellektüel birikimli, disardan baksan adam sanacagin bir arkadasim, havuza gitmeden evvel tuvalete girmemi garipsemisti. niye lan, zaten havuza girecegiz?

30 snlik dumur ve sonrasinda abi ben zaten hastayim girmeyeyim üsütürüm demek ve topuklamak.

denize işiyorum havuza işemiyorum. havuza girdiysem ev yakın oluyor zaten eve çıkarım.

Üniversitedeki havuza idrar tahlili sonrasında girilebiliyordu. Bir de monitörde sürekli suyun temizlik değerleri yazıyordu. O yüzden oraya giriyordum. Onun haricinde havuza girmeyi tercih etmiyorum. Bence bunu yapanların sayısı çok fazla. Ben ne zaman suda hareketsiz birini görsem direkt bu işiyor derim.

Havuza işemem.. Havuza işemek hakkaten sidik havuzunda yüzmek demek. Bi zahmet tuvalete gitsin diyeceğim ama gitmiyorlar işte :/

havuza işemiyorum, denize de işemiyorum; klasik işeme halinden farklı olduğu için tuhaf geliyor. bir keresinde tuvalet hayli uzak ve kum çok sıcak olduğu için işiyim demiştim, hayli rahatsız olmuştum.

sidik öööyle çok pis bişey değil yalnız, havuzda daha tehlikeli şeyler olabiliyor. birinin azıcık saldığı çişli havuzda bulunmayı çok sorun etmem, sonra duş alıyorum nasıl olsa.

Kankacim balik adam kiyafeti varya,onu giydigimizde icine isiyoruz.valla bak .isinma yolu bu:)

Denize iserim,havuza mumkunse girmem ,girdiysemde isemem.

ben de denize işerim ama havuza işemem. fikir olarak da iğrenç geliyor sidikli havuzda bulunmak. birlikte girdiğim eşin dostun işemeyeceğine de eminim.

öte yandan sidik o kadar da pis bir şey olmasa gerek. fikir olarak iğrenç sadece.

denize işerim havuza işemem zaten yakında tuvalet oluyor tabi tuvalet çok çok pisse havuza işerim.

havuza isemem, iseme mevzusu yuzunden mumkun oldugunca havuzdan uzak duruyorum.

İdrar denilen olay tazeyken öööyle o kadar da pis bir şey değil ama pis elbette ve çok hızlı bakteri üretebilen bir sıvı haliyle büyük miktarlarda olduğunda ve durağan ve hacimce küçük suda olduğunda baya bir iğrenç fikir olarak da içerik olarak da. Duş alıyorum geçiyor diye bakmamak lazım. Deri yolu ile emilim dışında ağza ve/veya buruna kaçan su da var sonuçta.

@duptıs zaten denizde gidip tenhada işeyeni falan kabullendim dedim ya benim soru havuz üzerine :)

Aynı sebepten ve biraz daha fazlası yüzünden mümkün olduğunca havuza girmiyorum. Özellikle çocukların çok bulunduğu ortamda ayağımı bile sokmam. Bir de sadece bu mevzu değil; başka şeyler yüzünden de pek steril gelmiyor. Spor salonunda bile duş almadan, bone takmadan girmek yasak. Günde 3 kere kontrol ediliyor, yok yine de içim rahat etmiyor ki normalde havuzda yüzmeyı severdim.

Duptis'in söylediği mevzu yuzunden de geçen sene çok istememe rağmen dalış yapmaktan vazgeçtim. Milletin cisini yaptığı, tukurdugü kıyafetleri gözlükleri kullanmam dedim. İçimde kaldı biraz ama olsun.

aynı soruyu ben de çok düşündüm. çünkü ne zaman havuza girsem vajinam mikrop kapıyordu. ciddi sıkıntılar yaşamıyordum ama sonuçta hastalanıyordum. artık girmek istemiyorum hiç havuza, çok temiz olduğundan emin olmadığım sürece de girmeyeceğim. neyse benim cevabım havuza küçükken bir kere işemiştim sonra çok iğrenmiştim bir daha yapmadım. Ama denize çatır çutur işerim. O hissi de çok severim ^^ Muhtemelen çocukların olduğu havuzlar hep sidikli.

havuz icindeki sular sürekli devir daim sistemiyle degisiyor, icinde klor neyim bin bir türlü kimyasal var zaten.
cok fazla havuza giren bi insan degilim ama girince iserim. cünkü baskalari da isiyor. bu Kadar hijyen manyagi olmaya gerek yok.

@Safepassage onları biliyorum zaten. Eğer iç çamaşırları ile girmiyorlarsa (ki işe garantiye almak için slip mayo giydirilir bir çok havuzda. Malum şort mayo içine külot giyeni tespit edemiyorsun. İşte bu noktada kimyasallara güveniyoruz sonuçta ppm düşük oluyor onda. Öte yandan işeme konusu ppm'den çıkıp cl hatta litre hesabına giriyor. Tabii kıl konusu için yapacak bir şey yok.

@Pilav hepimiz en azından orta okula kadar okumuş insanlarız diye düşünüyorum, boşaltma-doldurma, arındırma, kimyasal oranı, sınırlar konusuna girmeden basit havuz problemi çözmek bile o devrin bu konuda yetersiz olduğunu gösterir bence.

Kaçtığın yerde de mutsuz olacaksın.

İş ve kalacak yer bul önce.

yok köpeğim benimle gelecek.

bunu kaçmak olarak sıfatlandırma öncelikle bence.

başka bir yerde başka bir iş ev hayat arkadaşlıklar arınma olarak düşün.
...
görüşmek istemiyorsan kimseyle gerçekten. gitmen de bir sakınca yok.

--
kendine yaşayabileceğin bir ev köpeğinle senin geçinimi sağlayacak bir maddi kaynak bul. bunu araştır. gidiyorum de ve git.

bu gidişinde de lükslerini geri elde edebilirsin.

-
ben destekliyorum insanların çekip gitmesini.

Valla aynısını bende düşünüyorum. İntihar olayına tamamen karşıyım, ama nasıl yapayım, nereye kaçayım bilmiyorum. Bu işte para çok önemli bir rol oynuyor.
Herşeyden sıkıldım. Ege taraflarında bi yer olsa super olacak.
Gel birlikte gidelim. (Ciddiyim)

Cidden bilenlerin olma ihtimali oldukça düşük. Ilaclarin yan etkileri genellenebilse de kişiden kişiye değişir.

Üstelik hormon haplarından bahsediyoruz.

Neyse cevaba geceyim:
Biraz deneme yanılma yoluyla bulacaksınız.
Yazz 24+4 var onu deneyin.

Ben 16 sene doğum kontrol hapı kullandım.
Ginera ile başladım. Bahsettiğiniz duygusal yan etkileri oldu. Sonra yasmin gayet iyiydi ama tek sorun çok şişkinlik yapıyordu. ve devamında yazz 24+4 kullandım. gayet memnundum.
Ginera kullanıp çok memnun olan arkadaşlarım da vardı.

başlarda bana da öyle yapıyor ama 1-2 aya düzeliyor. dayanabilirsen yine başla ama doktora gidip sorsan sana farklı bir ilaç verir belki.

Karaincir

Karaincir ve akyarlari çok sevmiştim ben. Bir de nezih bir tekne turu bulursaniz koylarda yüzmek de çok keyifli oluyor, mis gibi sular.

Merkezde olacaksaniz Giritli Teyze Restaurant var. Hem yemekler cok iyi hem de merkezde denize girilebilecek en duzgun plajlardan biri.

Ayrica yukarida yazildigi gibi nezih bi' tekne turu kesinlikle yapilmali.

bitez ve gümüşlük

gümüşlükte denize girilmez ama gece güzel bir balık yemeye kesinlikle gitmelisiniz. denizine neden girilmez, çünkü çok taşlı. gece girebilirseniz harika olur o ayrı.

ortakent falan dediler ama orası nasıl hiç gitmedim de benim için denizin kumlu ve dalgasız berrak olması önemli

bitez çok berrak dibi kum ve git git dizine kadar geliyor çok ilerliyorsun derinlere ulaşabilmek için . suda oynamayı hemen derine dalmadan kumda yürümeyi seviyorsan bayılırsın .
ben ayaklarımın yere değmediği yerde yüzmeyi severim mesela . bayağı yürüdüğümü hatırlıyorum bitez de . çevresi de çok yeşillik ağaçlık . cennetten bir köşe gibiydi .

Sehir neresi?

istanbul

isterim ancak sabah 7 de evden cıkıp aksam 10 da geliyorum. yavru icin sorun olur mu bu?

ilanı arkadaşım için verdim. yukarıdaki numaradan ya da 0 (505) 810 42 18'den ulaşırsanız daha sağlıklı bilgi alabilirsiniz.

Gozleri akmis, capak olmus. Korkulacak bir sey degil. Rahatsiz eder biraz. Eger yapabilirseniz ilik suyla islattiginiz bir pamukla siz de silebilirsiniz gozlerini. Cay da rahatlatir. Caya batirip silebilirsiniz.

çaylı pamuk +1

son zamanlarda sokak kedilerinde uçuk (herpes) salgını varmış. gözlerde akıntı-çapaklanma yapıyor, dilde ufak yaralar oluyor, ateş ishal vs de çıkıyor devamında.
gözlerini diğer arkadaşların da söylediği gibi kaynamış ılık suyla veya çayla silin temizleyin, dilini de bir kontrol edin, takip etmeye devam edin düzeliyor mu ilerleyecek mi.. umarım düzelir.

Pamuğu ılık çayla ıslatıp denedim arkadaşlar. İlk önce yiyecek zannedip yaklaştı, gözüne yaklaştırdığımda da epey kaçtı benden. Sonuç başarısız maalesef.

Birkaç gün gözlemleyip duruma göre yakalayıp veterinere götüreceğiz.

bir yerden firar etmiş saka, kanarya vs olabilir. amatör eğlendirir. cibili cibili altılı yedili.

ya sehirde evlerin civarinda takilirlar mi bilmiyorum ama bulbul sesi cok duydum gercekten cok guzel :) bi yerlerden arat bence kus seslerini videolara bak bulursun

Alakasız soru: Kac yıldır aynı yerde oturuyorsun?

yaklaşık 10 yıldır

foto çek bakalım be ya

malt her haftada 2 cm kadar vermelisiniz zaten yoksa yazık hep kusacak iğrenç bişi :(
orası belki kaşınıyordur bilemedim derdini :(

O miyavlamalarin simarma olmadigina emin misiniz? Hosuna gittigi icin de yapabiliyor olabilir. Kediler cok konusur cunku.

ameliyattan korkacak bir şey yok. ameliyattan sonra niye bu kadar geç vakitte oldum diye dövüneceksin.
ablanın doktoru baytarmış.
kbb doktoruna sakın yaptırma plastik cerrah olsun doktorun.

Aynen cekilmisin dedigi gibi daha gecen hafta ameliyat oldum ve rahatlama hakketen buyuk olcude var benki 12 lere kadar uyanamiyodum simdi 6 da alarm kurdugumda kalkabiliyorum birde ameliyatin cesidine gore degisir kbb mi plastik cerrah mi ama ameliyat konusunda sakin korkma

Bu gidecegim adam kbb. Neden estetikci olsun diyorsunuz? Varsa Ankara'dan bir tavsiyeniz ona da gideyim.

kbb'ci beceremiyor deviasyon işini. daha geçen hafta bir arkadaşım ameliyat oldu ona sorayım doktorunu iyi diyordu.

yahu deviasyon ameliyatından bahsediyoruz. bunu tabi ki kbb ci yapacak. plastik cerrah ekstra bir ilgisi olmadıktan sonra burun içini kurcalayamaz.

ki bence estetik düşüncen de varsa bunu da kbbcilere yaptır. burun için en önemli şey fonksiyonel olması burnun. nefes alamayan estetikli burun un hiçbir anlamı yoktur. foksiyon işini de kbbciler yapıyor. estetik işinde de bu iş yurtdışında olduğu gibi artık kbbcilerin elinde artık. batıdaki yüz ve burun estetiği derneklerinin %80 i kbbcilerden oluşuyor.

ya et var, ya burun kemiği eğriliği. +alerji olabilir onun için de damla verirler.

iyi doktora giderseniz çok mutlu olursunuz ameliyattan sonra. ama alerjiniz varsa sonrasında dikkatli olmanız ilaçları aksatmadan kullanmanız lazım, yoksa yine problem yaşarsınız.

@toluk asfdasdfasdfasdf he evet plastik cerrah beceremez tamam afdasdfasdf iyi güldüm len

@çekilmiş gayfe. septoplasti-rinoplasti ayrımını oku bilgin olsun.azcık öğren. sonra gelip de kaydedeğer bişey diyebilirsen konuşurum seninle ancak sevgili random gülücük. o zamana kadar hassie.

olur. bütün belgeleri vermen lazım.

konaklama rezervasyonlarını da isterler..

bir gün termosumu arabada unuttum. içinde de dolu çay var. sabah okuldaydım sonra öğlen çıktım. çay hala ağzımı yakıyodu. ve üstelik kışın oldu bu. daha iyisini bulur musun? olabilir bilmiyorum ama ben starbucksın termoslarından memnunum.

Memnunum hatta bana göre biraz fazla sıcak bile tutuyor, parasına değiyor kesinlikle.

bardaklı değil de kapaklı çelik olanlar 5-6 saat tutuyor. daha kaliteli bir şey istiyorsan (10-12 saat gibi) thermos veya stanley marka olanlara bak onlar çok başarılı

www.imdb.com bu olabilir mi?

almanya için ortalama 800€ :(

çok çok güzeller be abi

1000 liradan aşağısı sahtedir kesin.

Telefonuna hatırlatma kur :)

Bir de normalde ara verdiğinde beklediğin kadar bekleyip yenisine başlanıyor diye bilmekteyim

normalde zaten öyle alarmla hallediyordum. bir şey olmuş yanlışlıkla alarmı kapatmışım. her şey böyle başladı:D

Bir gün unutunca ertesi gün iki tane aynı anda alman gerekiyor fakat sen 3 gündür unutmuşsun. Bence sen bugün 2 tane iç sonra düzenli devam et.

Bu ay bilmen gereken en mühim şey; bu hap dışında bir korunma yöntemini daha kullanman gerektiği. Hamilelikten koruma derecesi düştü çünkü, aktif seks yapıyorsan hamile kalabilirsin özetle.

aslında kafadan uydurma değil. çok büyük miktarda esinlenme ve toparlama var. bu işin sonu vikinglere trollere ve benim zaten pek bilmediğim binlerce mitolojik hikayeye kadar gider. yani öyle oturup iki üç haftada yaratılmış bir evren yok bence.

en azından okumak gibi bir işe girişmişsin sen de. star warsı falan geç asıl sana tavsiyem ursula le guin okuman. ağır dili var biraz yoruyor insanı ama lotr gibilerinden farkı daha bariz sosyal eleştirileri olması ve yarattığı dünyaların bu dünyadan farkının sadece değişik ırklar, değişik yerler olmaması. her yıl kadınken erkek, erkekken kadın olan bir topluluk düşün mesela, her yıl cinsiyet değiştiriyolar. veya mülksüzlerdeki sosyalist yaşam gibi. dediğin kitaplardan daha ağır ama bir o kadar da güzel kurguları var. bir araştır derim.

İlyada oku mordor da çay demlersin. Bunlar dahi insanlar, edebiyat ile uğraşmayı seçmişler.

esinlenme var +1 mesela ben Harry Potter'ı çocukluğumda okudum sonra filmlerini izledim, özellikle filmde ne mekanlar tasarlamışlar vay anasını diyordum o zamanlar. Geçen yıl İskoçya'ya gittim Edinburgh'ta J.K.Rowling'in Harry Potter'ı yazmaya başladığı kafeye gittim oturdum falan, abi zaten orası Harry Potter dünyası gibi yermiş ki!? Birleşik Krallığın binaları, köyleri zaten kısmen öyle!

bizden çıkmamasının bir sebebi de, maslow'un piramidinde üst noktalara gelememiş olmak. Bu bahsettiğimiz evrenler genelde İngilizlerden Amerikanlardan çıkıyor, biraz daha rahata ermiş hayal kurabilen, icat yapabilen, ekonomik kaygıları ve güvenlik kaygısını aşmış toplumlarda oluyor. Biz her an durağa otobüs mü girer metroda bi sıkıntı olur mu patron maaşı zamanında ödeyecek mi diye düşünerek yaşıyoruz, ne evren kurması...

kurguların, science fiction ların,senaryoların pesinde gitmeye gerek yok.
dinen zaten yaratildigi bildirilen bir çok alem var. tasavvuf ehli bunlari daha iyi bilir.
www.sorularlaislamiyet.com

asagida bir yorum daha ayrintili bilgi veriyor. yine bazi dini kaynaklarda bunlar daha geniş acıklanmıştır.

furby

siz kaçın beni tanıdılar.

@anonymice
ahahaha :D

dişi ankara kedisi?

Suyla temas ettirmediğin sürece aradığın şey Mogwai.

chihuahua

Redoxon vitamin al. Gercekten etki ediyor guclendiriyor bagisikligini.

doktora git antibiyotik yazsın.

antibiyotik şeker değildir unutma

taylot, mandaliana, kivi, sallama olmayan ıhlamur, adaçayı, zencefil vs...

Ben Umca alırdım.

4-5 gün önce buraya acil diye böyle bir başlık açmıştım. orada papatya çayı, burna tuzlu su çekme vs gibi tavsiyeler vardı.

ayrıca bal ve zencefil karışımı ye. bitki çayları iç.

pekmezi tereyağıyla iyice ısıtıp bir iki kaşık ye. bendeki akıntı aşırı sulu vaziyetten katı hale doğru dönüşmeye başladı. sen de bunları yaparsan azalacak birkaç güne.

bana kalırsa ilaç kullanma.

vicks first defense

Hastaneye gidebilirsin. 2 hafta süren ishal normal bir şey değil.

kullandigin ilacin prospektüsünü oku. muhtemelen yan etkiler yazar, yan etki "görülse dahi" tekrar doktorla görüsülmesini tavsiye eder.

ilac yüzünden dur biraz daha iceyim, 2 haftalik ishal yapiyor olabilir kafasi, seni öldürebilecek bir kafadir.

bas git doktora. durdugun kabahat.

doktora git. gaita testi yapsınlar. bir de serum ye, toplarsın hemen.

Aptal oldugumu kabul ediyorum:D gece terlemesi yapiyordu ilac birakirken. Herhalde geceleri usutuyorum sabahina ishal kalkiyorum gibi bir sacmaliga inandim 2 hafta boyunca. Tesekkur ederim cevaplariniz icin.

kafayı gözü kırmasalar iyiyimiş :) kullandığınız mamalar yüksek enerjili olabilir mi? eğer öyleyse normal mamaya dönmek, değilse mama miktarını biraz azaltmak biraz durgunluk sağlıyor. kısırlaştırma da heyecanlarını dizginliyor.

bu kedimizin kısırlaştırılmış hali:) kısır olduğu için de çok fazla yemek yiyor. az versem kızar muhtemelen. doğru bir hareket olur mu azaltmak?
çok güzel oynuyorlar çok seviyorum, televizyon izler gibi izliyorum ama işte kafa göz gidiyor.

e
sadece sarma tütün.

ne yazık ki içiyorum.

h. hatta hiç içmedim dokunmadım bile

h, içmiyorum.

içmiyorum.

h.
14 yaşımda yarım sigara içtim, o kadar. Onu da içemedim, sıkıldım, attım.

h.
cigara sucks.

hiçmiyorum.

evet. belki 34 yasında bırakırım.

h

H

H

arkadaş çevrem sayesinde her 10 kadından 7-8'inin sigara içtiği kanısına varmıştım. belki hala öyledir bilmiyorum ama bu mini anket beni sevindirdi.
ileriye dair bu konuda kaygılarım vardı. sigara içmeyen biriyle asla yapamayacağım için bazen umutsuzluğa kapılıyordum.

h

H. İcmiyorum

h, nefret ediyorum kokusundan vs.

h

son bir yıldır h, ondan önceki 12 yıl e

H, hiç içmedim, nefret ediyorum.

h

Selamlar, ikinci elini nereden bulabileceğinizi bilemiyorum fakat Kadıkoy'de Campus magazalarında sıfırını uygun fiyatlı bulabilirsiniz bence. Clandestino'da da olabilir.

(bkz: etsy )

ya etsy'de çok güzel işler var da, orada da doların tl karşısındaki acziyetine bakabiliyorum sadece. türkiye'deki kullanıcıları desen ayrı tripte. sırf el yapımı diye vasat deri çantaya 250 dolar fiyat vermiş buldumcuk delisi hayvanoğlu.

Kanım dondu. Link verin demicem ama şikayet etsek bir şekilde?

kahvaltı yaparken ekşi'ye bakayım dedim, bu lanet olayı gördüm. o kadar iğreniyorum ki ekşi sözlüğün tecavüzcü tayfasından. eksisozluk.com bu nasıl bir yaklaşım? işim gücüm olmasa şu an hepsinin nick altına tecavüz övücü entrylerini ekleyeceğim. favorileyen çaylaklar için de başlık açıp ekleyeceğim. yazar olunca insanlar ilk tecavüzcülükleriyle tanısınlar.

link verdiğim yazar sanırım suçların ortaya çıkmasına da çabalamış ancak "kadının orada ne işi vardı?" sorusu suçlu aklayıcı bir tavır.

ben videolari gormedim, periscope kullanmiyorum, nasil kullanildigini da bilmiyorum, fakat hala bunun bir linc kulturu urunu olup olmadigina dair cekincelerim var. bunun bir fantezi olmadigina ve kadinin rizasi olmadigina neye gore emin oldugunu yazmamis insanlar. galiba adamin facebook hesabi falan ifsa edilmis. neden dolayi tecavuz oldugunu dusunuyorsunuz?

simdiye kadar anladigim sey ortada kadindan izinsiz cekilmis bir video var.

Simdi kadin baygin. Kolunu kaldiriyorlar kolu dusuyor. Ve bu sirada tecavuz ediyorlar. Kadinin cani acidigi icin homurdaniyor. Ama hareket edemiyor. Bu tecavuzdur. Baktim tecavuz fantazisi pornolara alakasi yok. Bu kadin gercekten tecavuz ediliyor. Ve bir suru insan izliyor. Benim de periscopeum yok. Daha silmemisken izledim ben de. Sabah silmis.

Meyve şekerinin çok küçük bir kısmı karaciğerde metabolize edilip kalanı olduğu gibi yağa çevriliyor. Bir bardak portakal suyu için kaç tane portakal kullanıldığını düşünürsek evet günlük kullanımda baya bir eksiye düşürüyor. Ayrıca kan şekerinde yaptığı dalgalanma olsun karaciğerde yaptığı yağlanma ve trigliserid seviyesindeki artışa yaptığı katkıyı da düşünürsek meyveyi olduğu gibi yemek daha az riskli.

eksisozluk.com

zararlı tabiki. 1 senedir falan içmiyorum sana da tavsiye etmem. arkadaşın haklı.

Meyve suyu = çok fazla meyve.

çok üzüldüm şu anda, her yemekle, canım sıkıldığında, susadığımda meyve suyu içerim. büyük kayıp.

Onu bilmiyorum da bende ağrı kesici etkisi yapıyordu.

hem ağrı kesici oluyor hem de kanamayı arttırıyor.

olmadım, olmam da. sadaka mı dağıtıyoruz sanki.

olma daha iyi, karşındakine saygısızlık bir kere.

hayatımda bir kez, gerçekten çok kötü durumdayken yaptım bunu. deli gibi sevdiğim sevgilim çok komik bir şekilde terk etmişti. 6 ay korkunç bir psikolojiyle yaşadım, intiharı düşünmediğim gün yoktu. sağlığım bozuldu, hiçbir fonksiyonum yoktu; sadece yiyip içip ağlıyor ve ölü gibi yatıyordum. sonra, eskiden de arkadaşım olan bir kızla yakınlaştım. bir süre sonra pat diye "sevgilim olsana sen benim" dedi. olduk. istediğim bir şey değildi. bu saçma şey dışında da hiç "boşluktan" biriyle olmadım, olmam. o zaman feci dağılmıştım işte, düşünemedim.

sonra ne oldu, 3 ay ya sürdü ya sürmedi. iki taraf için de öyle soğuk, sevgisiz, aşağılayıcı ve boktan bir ilişki oldu ki o günden sonra sadece bir kişiyle öbüşebildim. fazlası olmadı. seks meks komple soğudum. birbirimizi istememek şöyle dursun, iğreniyorduk resmen o ara. yani "hiç değilse seksimiz yapılıyo allaha şükür" durumu da yoktu.

o zamandan beri (2 yıl) böyleyim,

funnyasduck.net

okuyunca "e o da boşluktaymış, seni sevmiyomuş ki" diyebilirsiniz. haklısınız aslında. başta seviyormuş, sevdiğini sanmış falan filan. deli gibi aşıktı güya. benim ilgisizliğimi görünce soğudu galiba. bilmiyom tam.

Yaptim. Husran tabii ki.

kimse, kimsenin hayatından çalmaya hakkı yok.

oldum. berbattı. millet evleniyor bir de. mümkün değil yürümez.

ankamall de var

Cepada intersport var onda da billabong var

piyasadaki decklerin çoğu (oil rogue, handlock, zoo lock, face hunter) patron warrioru patates edebilecek kapasitede. 16dan 15ten ilerde patron warriorla iş yapman imkansız

patron bok gibi bir deck. çok şanslı veya çok uzun zamandır oynayan biri değilsen bir bok olmaz ondan. aggro decklerle ilerlemeye çalış. face hunterla biraz ilerle deckleri öğrendikten sonra handlock falan yapabilirsin. ya da demonlock bu aralar iyi gidiyor. metaya göre her şey değişir.

şans oyunu tam olarak değil. çok başarılı bir deck çok şanssız bir elle yenme ihtimalin yüksek. ranked 15de takılan insanlar tabii ki şans oyunu sanacaklardır.

Internetr bakıp deck dizersen böyle olur tabi. Oynamayi ogrencen, deck kendi kendine oynamıyor

Ha ben mi? Ben de 17den otesini göremiyorum. Silcem oyunu o kadar toz bosa gidicek

"grabs popcorn"

nasıl gidemedin la? bak i.imgur.com şu deck ile 4-5 oyun attım 15'e geldim direkt, zor değil, patron pek etkili olmuyor bu ara.

patron warrior götümde patladı :) o kadar da kart craftlamıştım deck'i tamamlamak için.

patron warrior şu anda oyundaki oynaması en zor decklerden biri. ve de en güçlülerden. 16'dan 15'den sonra iş yapmaz diyenlere bakma sadece patron warrior decki ile oynayarak 2 defa legend seviyesine ulaştım. ama dediğim gibi biraz tecrübe istiyor oynaması baya zor.

hatta en zoru olabilir şu anki meta içerisinde. bunu neye dayanarak söylüyorum? twitch'deki bütün top streamerları bütün pro oyuncuları patron warrior oynarken izlemişimdir. hepsi çatır çatır lethal kaçırıyor bu decki oynarken ne yapacaklarını şaşırıyorlar. peşpeşe maçları kazanabilecekleri halde hamleleri göremeyip, hatalı oynayıp, ne yapacaklarını şaşırıp kaybediyorlardı. bunu oyunun en iyileri denen adamlar yapıyor bir de düşün.

alışır.

köpek yetişkin gelse de alışır.

genelde alışıyorlar ama köpeğin cinsi önemli. avlanma iç güdüsü fazla olan bazı cins köpeklerde kendinden küçük ve hareketli canlılara zarar verme dürtüsü var ve bu köpekler kedilerle uzun süre birlikte yaşasalar da köpeğin birden herhangi bir şeyden tetiklenmesi sonucu anlık ortaya çıkabiliyor. mesela tazılarda böyleymiş bu. onun dışında iyi eğitilmeyen büyük ırk saldırgan karakterli köpeklerle de kedilerin yaşaması zordur diye tahmin ediyorum. iyi eğitilmemiş ya da muhtemelen hiç eğitilmemiş birkaç rottweiler'dan gördüğüm kadarıyla kedi-köpek-insan ayırt etmeksizin hareket eden her şeye saldırmaya meyillilerdi. dolayısıyla baskın tek özelliği avlanmak olmayan (av köpeği kategorisine girebilir ama diğer yönleriyle bunu dengelemesi gerekiyor) ve kolay eğitilebilen bir köpek edinmenizi tavsiye ederim. bu arada yavru köpek ilk birkaç ayında kedilerden fazlaca dayak yiyor. ciddi bir şey olmadıkça müdahale etmeyin.

çok sorunlu olmayan her köpek alışır da asıl sorun kediler alışması. sürekli beraber olmalarına rağmen sürekli köpeği taciz edebiliyor kediler. uysal bir köpekse sorun yaşamazsınız ama biraz agresif yapılı bir köpekse gürültü patırtı, yaralanma, ölüm vb. olması kaçınılmaz. yavru bir köpek yerine yetişkin (huyu suyu belli) bir köpeğe açarsanız evinizi işler daha kolay olur. köpekler genelde evdeki yaşama kolay adapte oluyorlar. yavru köpek iki kediden epey pati yer.

benim yaklaşık 9 aylık falan kedim vardı. 4 aylık chihuahua geldi. kedim sokak kedisi. koklaştılar ve oyun oynamaya başladılar. o günden beri en yakın arkadaşı. ama 14 yaşında iran kedim hala alışamadı. hiç sevmiyor, köpeğim oyun oynamaya çalışıyor kedim reddediyor. yaşlı olduğundan sanırım.

hazir kedilerle anlasan yasinda bir kopek de sahiplenebilirsiniz.
yavru kopekler buyurken esyalarinizi kemirecek. tuvalet egitimi 6 aydan once veremezsiniz. bunlari da aklinizin bir kosesinde bulundurun.

detaylı resimleri için

(git: www.facebook.com )

facebook'ta "Hayvan severler acil" grubunda payalaşabilir misiniz?

gruba dahil değildim. şimdi ekledim, onay bekliyorum sanırım. onaylanır onaylanmaz paylaşacağım ama eğer siz üye iseniz verdiğim linkten direkt paylaşabilirsiniz.

[email protected]

Buraya da konuya ACİL yazarak mail yollayın lütfen

edit: grupta paylaştım iletinizi.

hemen şimdi atıyorum maili, teşekkürler.

ne kadar vaktimiz var?

Yani belli bir zaman araligi yok. En kisa surede parayi toplamaya calisiyoruz. Uzarsa veterinere borclanıp ameliyati yaptirmaya calisacagiz...

ameliyat için para beklenmesin ya yapılsın da hocaya borçlanalım olmaz mı...
toplarız buradan da bi şeyler.

siz lütfen yalvar yakar ikna edin adamı, borç olarak yapsın hemen...

bu arada çarpan şeytan sürücünün de allah belasını versin. çarptın, tmam, bari ortada bırakma. trafik sigortası öderdi hayvanın bi takım masraflarını...

ya ben para göndermek istiyorum ama veterinerin ismi hüseyin güven, IBAN sahibinin ismi Deniz Yüksel :/

merhaba, hüzeyin abi sağolsun fakültenin hocasına cebinden verecek parayı. daha sonra biz ona vereceğiz. bir aksilik olmazsa ameliyat bugün aksam üzeri yapılacak. IBAN numarası benim kendi hesabım. Facebook linki de eşim. Sabah beraber bulduk kediyi. Eğer güvenemezseniz Hüseyin abiyle konuşabilirsiniz arayıp. Eşimin adı Göktuğ, kendisini tanır. Ama yine de içiniz rahat etmez ise onlardan bir hesap numarası isteyebilirim.

hangi banka oluyor bu? havale mi olacak eft mi onu bilmem lazım

finansbank oluyor, enpara hesabım.

normalde olabildiğince hep cebimizden karşılıyoruz, veterinerimiz de çok yardımcı oluyor. bu kez tutar büyük olunca böyle bir şeyi ilk kez yapmak durumunda kaldık. tecrübesizliğimize geldi. hızlıca olsun diye hemen kendi hesabımı yazıverdim... Şimdiye kadar yardım eden herkese de teşekkür ediyorum. gelişmelerden haberdar edeceğim. Henüz daha 10'da birini toparlayabildik ama yine de olsun... İnanıyorum toparlayabileceğimize..

kediyi iğneyle uyutun o kadar acı yaşatmaktan iyidir. kedinin dili olsa beni ötenazi yapın kurtarın bu hayattan derdi.

Ne demek iğneyle uyutun ya? Ne biçim insansınız anlamıyorum ki, o kadar acı falan yaşamayacak düzelecek o. Bir de gelmiş akıl veriyor, densiz.

Maviyazar arkadaşım, bakma sen böyle saçma sapan insanlara, bir kez daha yüreğinize sağlık eşinle birlikte.

merhaba tekrar herkese, akşam iş çıkışı kediciği ziyaret ettik. iç kanama riski dolayısı ile ameliyat için yarını beklemeyi uygun görmüş hoca o nedenle ameliyatı yarın olacak. bol bol sevdik. veteriner ona güzel yaş mama verdi, iştahı biraz yoktu. öyle güzel sevdiriyor ve purrluyordu ki, çıkardığı torr torr seslerden adını THOR koyduk :) onun o sevgi ve ilgi bekleyen halini gördüğüm için iğneyle uyutun gibi saçmalıklara merak etmeyin aldanmam.
şu ana kadar 600 tl toplanabildi. yarın da duyurmaya ve çabalamaya devam edeceğiz. işallah Thor'un da ameliyatı iyi geçecek ve yürüyebilecek. yardım eden herkese çok teşekkür ederiz. henüz hedefe ulaşmış değiliz, yardımlarınızı ve dualarınızı eksik etmeyin. gelişmeleri bildirmeye devam edeceğim...

herkese günaydın, bu sabah itibari ile yolu yarılamış bulunuyoruz masraflar konusunda. şu an 1100 TL oldu Thor'un hesabında. duyuran, ilgilenen, az çok demeden destek olan herkese çok teşekkür ederim. Biraz daha gayret, başaracağız ameliyat parasını toplamayı. Sabah son tabloyu görünce çok mutlu oldum ve sizlerle de paylaşmak istedim. Gelişmelerden haberdar etmeye devam edeceğim.
Sevgiler...

kediciğe ilginiz, sevginiz için teşekkürler, sizin gibi insanların olduğunu bilmek çok güzel:)

sizler gibi destek olan insanları da görmek oyle. 2 hafta önce yine bir kedi bulmuştuk, malesef o kafa tramvası geçirmişti ve 48 saatten sağ çıkamadı. o zaman o kediyi yol kenarında o halde bırakanlar yüzünden insanlara olan inancımı kaybetmiştim ama Thor sayesinde sizleri tanıyıp yeniden insanlığa karşı umut doldum... Yüreği büyük insanlar iyi ki varsınız...

kedi nasıl peki?

eğer kıpırdatılmazsa ağrısı olmuyor. yattığı yerden çok güzel sevdiriyor kendini, sevmeyi bırakınca miyavlıyor. bir aksilik olmazsa bu akşam ameliyat olacak. Şu ana kadar 1500 TL toparlayabildik. hepinizden son bir gayret ile aklınıza gelen herkese haber vermenizi ve az çok demeden destek olmalarını istemenizi rica ediyorum. Çok az kaldı, işallah ameliyatı da iyi geçecek ve düzelecek Thor..

Günaydın herkese... MAlesef Thor dün de ameliyat olamadı. Geçireceği operasyon 3-4 saatlik bir operasyon olacağından ciddi anlamda narkoz alması gerekiyor. Fakat bünyesi çok zayıf olduğundan bu narkozu kaldıramayacağı kanısına varmışlar. Serum verip yoğun bakıma almışlar. İştahı yok demiştim, bir şey yemediğinden zayıf düşüyor. O nedenle serumlarla kendine getirmeye ve güç kazandırmaya çalışıyorlar.
Dün yine ziyaretine gittik. Resim dün geceden.
(git:www.facebook.com
Biraz daha canlanmış ve hareketlenmişti ama ağrısı vardı ve yatmaktan çok sıkılmıştı. Ağrı kesici veremiyorlar çünkü ağrı azalınca kalkmaya hareket etmeye çalışıp kırıkları daha kötü yapmasından korkuyorlar. Bizi görünce miyavlamaya başladı hemen. Bakışları hala aklımda.. Bir süre sevdik, hareketlenmeye, çıkmaya çalıştı. Daha fazla yorulmasın diye yanında çok kalmadık. Umarım bir an önce kendini toparlar... Toplamamız gereken parayı hala toplayamadık o nedenle hala desteğe ihtiyacımız var arkadaşlar... İlgilenen herkese tekrar teşekkür ederim. Gelişmeleri bildirmeye devam edeceğim..

O son fotoğrafta anlatıyor herşeyi. garibim çok sıkılmış hakkaten. Umarım bir an önce güç kazanır da ameliyatını olur düzelir.

işallah, tek temennimiz bu. dün onu orda sıkılmış, ağrı çekerken bırakıp gitmek öyle zor geldi ki... bir an önce ameliyatını olsun evde bakalım istiyoruz...

malesef kediciği, Thor'u kaybettik :( ne kadar üzgün olduğumu tarif etmem mümkün bile değil. bu süreçte destek olan herkese çok teşekkürler. Duyuruyu burdan görüp maddi destek yollayan kişiler hesap numaralarını bana yollarlarsa gönderdikleri tutarı geri gönderebilirim. Hesapta kalan parayı başka ihtiyacı olan bir hayvanın masrafında kullanmak üzere bekleteceğim. Sonrasında da nereye kullanıldığına dair bilgi verebilirim... çok üzgünüm, gözlerimin önümden gitmeyen son bakışıyla kendimi nasıl toplayacağımı bilemiyorum...

offff hadi ya:(
o son fotoğraf içimi parçalamıştı:(

eğer parasını geri istemeyen olursa bahsettiğim "hayvan severler acil" grubunda birçok ameliyat edilecek hayvan ilanları oluyor, onlara aktabilirsiniz.

şu an çok kararsız kaldım. kendi param olsa düşünmedne başka bir cana yardım etmek için kullanırdım.. duyuruyu buradan görüp destek olanlar düşüncelerini yazarsa çok sevinirim? Parayı iade etmemi mi yoksa o para ile başka bir cana destek olmamı mı istersiniz? Buna göre hareket edeceğim...

Hocam kim hangi hesaptan ne kadar yollamış kaydı yok mu? Yoksa adamın biri çıkar "Ben 100 lira yatırdım aha hesap numaram şu" der. Kısa günün kârı.

hepsinin kaydı var, hsap noları da cıkıyormuş hepsini iade edebilirim. fakat ben hayır için yolladım geri istemiyorum, başka bir cana yardım edin diyenler oldu. o sebeple buradan sordum tekrar, ne yapmamı istersiniz diye...

şu an hüngür hüngür ağlıyorum, allah nur içinde uyutsun yavruyu. araba ile çarpanın da bin belasını versin. o son fotosundaki gözlerinin bakışını hiç unutamayacağım :'(

ya ben ne güzel gelişmeleri okuyarak aşağı inip mutlu oluyodum. gidecek ne vardı Thor. :(

Bunun literatürdeki adı skinny fat.

yetersiz protein alımı, karbonhidrat ağırlıklı beslenme ve kas kaybı ile oluyor.

kurtulmak için bunların tam tersini yapmak lazım. (Yeterli protein+ düşük karbpnhidrat+ yeterli yağ+ ağırlık çalışması)

Not: sırf kardio ile skinny fatlikten kurtulmazsın, kesin bilgi.

Skinny fat deniyor senin durumuna. Tek yapman gereken egzersiz yani kardiyo. Bir de un ile yapilan her seyden sekerden uzak dur. Benim bilgim bu kadar.

değerlerime baktırdığımda b12 hapı alıyordum. b12'im fazla artmıştı doktor hapı bırakmamı istemişti. protein vs.. her şey çok iyiydi. yani değerlerim çok iyi. ama karbonhidrat konusunda haklı olabilirsiniz. dışarıda yemek bulamayınca tek çözümüm onlar oluyor.

skinny fat'e baktım sözlükte de gerçekten doğru: "adam dünyaları yiyor ama kilo almıyor"un açılımı benim sanırım.

neferkitty + 1. En azından süt ürünleri ve yumurta tüketeceğin bir diyetin olsun. Biraz da spor.

Bu tip vücutta sorun yağ değil yeterli kas kütlesinin olmamasıdır. Zira zaten fazla yağ yoktur, yağ ile birlikte kas da olmadığı için bu tip sarkık sıkı olmayan biçimsiz bir vücuda sahip olursunuz. O nedenle yapılacak son şey kardiyo olmalıdır. Kardiyo yaparak yağ yakmaya çalışırken var olan az miktardaki kaslarınızı da kaybedebilirsiniz. Çözüm protein ve ağırlık çalışması. Hayvansal ürünleri kısıtlı tüketiyorsanız hiç önermesem bile bakliyata yüklenmeniz gerekmektedir. Ancak bu şekilde eksik olan protein açığını kapatabilirsiniz. Tabii bunun da en efektif şekli çaprazlama dediğimiz sistemdir. Yani aynı anda biraz mercimek biraz nohut tüketmek gibi. Bitkisel kaynaklar eksik aminoasit zincirine sahip olduğu için ancak bu şekilde tamamlayabilirsiniz ki bu da garanti değildir. Hayvansal ürün tükettiğiniz günlerde bunaların yanına yumurta da ekliyebilirsiniz. Geçmiş olsun.

ne kadar zamandır yapamıyor kakasını?
yoğurt falan yedirin biraz, bir de koşturun. Koşunca yapıyorlar.
uzun sürerse tehlikeli olabilir.

2 gundur. 1 tane cok kucuk yapti ama sayilmaz bile.

regl döneminde memeliler sindirim sorunu yaşayabiliryor. kusma, ishal, kabızlık vb. ama uzun süre yapmazsa sıkıntılar oluşabilir. 1 çay kaşığı kadar zeytinyağı kabızlık sorununu çözer, sakıncası da yok.

aynı sorunlar bende de olduğu için çok takmadım zaten. ama duyuruyu yazdığımdan beri acısını çıkarıyor, rahatladı artık. :)

Kirilmis olabilir evet, goturun.

bizimkinin diz kapagi kirilmisti da iki gun anlamamistik ses cikarmadigi icin.

goturun isterseniz.

bizimkinin de kolu kırılmıştı. 1 hafta sonra anladık da götürdük. kendileri pek sallamıyorlar.

aynen yaa götüreyim ben saolun

kedinin durumu nasil?

faturan varsa yaparlar. yoksa da olay çıkarırsan yaparlar.

yapılır, ama ürünün kullanılmamış olması lazım tabi ki.

sana para iadesi yapmak istemezler ama az zorla o zaman yaparlar.

yorumlara bakılırsa biraz fazla üstelemen halinde üstüne hediye çeki bile alabilirsin

zara, ürünü kullanmadıysan para iadesinde hiç sorun çıkarmıyor. kullandıysan da ürün sorunluysa yine bir sorun olmuyor.
ama sanırım aldığın şubeden iade alabiliyorsun sadece.

www.youtube.com

ufak tefek mutsuzluklarımda nickin işe yarıyor ama daha büyük bir sorunsa yürürüm, spor yaparım.

@dedim dedim yok, maalesef müzik iyileştirme konusunda etki yapamıyor bende

@cigerdelen teşekkürler ayrıntılı cevap için. 1. madde için yazdığın şey maalesef benim için de geçerli. içimde hiç istek olmuyor, herhangi bir şekilde direnç gösteremiyorum.

1. zamanla geçiyor bende. çok kasarsam kendimce tıbbi çözümler üretiyorum. ama tıbbi tavsiye vermek istemiyom bu şekilde.
2. sık yaşanması depresyon olabileceğinin göstergesidir ama kesin vardır dedirtmez. depresyon tanısı en az 3 aydır var olan rahatsızlık için konur. depresif epizod ise 3 haftadır var olması ile... DSM tanı ölçütleri ile değerlendirmek lazım. Dediklerin depresyon ile uyumlu şikayetler.
3. gittim, ne zaman gitsem ssri başlıyorlar. yan etkilerine dayanamadan bırakıyorum. evin içi ilaç doldu. ilacı bırakınca yan etkiler ortadan kalktığı için aşırı mutlu hissediyorum, oh be dünya varmış dedirtiyor. yakınsan sana ilaç verebilirim bol bol.

Yakın bir dönemde anlattıklarını tam olarak yasamasamda sıkntı stres ve baş ağrısı nedeniyle ilk kez psikiyatriste gittim . Bir ilaç verdi onu kullanıyorum , keşke daha önceden gitseydim diyorum hayatımın kalitesi arttı .

ben hicbir zaman icten ice delirmiyorum sanirim. karsimda insan varsa insan yoksa da cansiz varliklari kirip zarar veriyorum (insani kirmak fiziksel degil) beni seven herkes bu huyumu kabullenip sevmistir sanirim, ailem, cok yakinlarim. her zaman disari cemkirmekten geri durmuyorum. bence icine atmaktan daha iyi. yine iyi degil ama kotunun iyisi iste

Sabrederek sonrasinda guzel gunlerin beni bekledigine inanarak. Yok gitmedim.

beni umutsuzluğa sevkeden şey gelecekle ilgiliyse şu anı yaşar şu anı düşünürüm,tam tersi ise geleceği.

Spor/alkol/müzik/seks

ot içiyorum.
her gün eve yorgun bir şekilde geldiğimde o günün pisliğini üstümden atmak için bir tane içerken en sevdiğim diziyi açıyorum. huzur içinde köpeğim kedim sevgilim ve ben mutlu bir aile oluyoruz.

yemek yiyom ya da sevişiom öle şeyler

Daha önce hiç gitmediğim bir yerlere gidiyorum, hiç okumadığım bir yazarın kitabını okuyorum falan. Yeni şeylerle uğraşmak iyi geliyor. genelde. Bir de ortalama rakı tüketim miktarımı artırıyorum. O baya katkı sağlıyor.

scetchers'ın memory foam tabanlı ayakkabılarına bak, tabanı visko yataklar gibi aynı ayağının şeklini alıyor ve gerçekten rahatlar, bir sürü de model seçeneği var, beğendiğin birini bulursun illa ki...

Ben buradan bir arkadaşın önerisiyle Nike Free Run 5.0 aldım, siyah rengini. Püfür püfür ve ayağımda yok gibi valla. Zaten koşu ayakkabısı bu sanırım(run falan dediğine göre), ben günlük kullanıyorum.

günde 3-4 saat çok değil mi yahu? dizini eline almayasın sonra? tabi yaşın gençse "ne diyor bu ya" da diyebilirsin :)

ben salomon kullanıyorum; şuna benziyor:
www.n11.com

gerçekten çok rahattır. zamanında keşke paraya kıyıp bir tane daha alsaymışım diyorum.

markamodel.blogspot.com.tr


Ben reebok marka easy tone model yürüyüş ayakkabısı kullanıyorum. Hem düz tabanım hem dizlerimde kireçleme var hem de nedeni belli olmayan bacak ağrılarım var. Ilk birkaç gün ayaklarımı kastı kalıbı oturana kadar, 3 aydır kullanıyorum çok memnunum, saatlerce yürüsem bile ağrım olmuyor

Ek bilgi: dediğim bu model yürüyüş ayakkabısıdır, koşu amaçlı kullanırsan bileğini burkabilirsin

www.asicsamerica.com

500 days of summer
The Girl Next Door
Silver Linings Playbook

nothing hill,
when harry met sally
high fidelity

silver linings de harikadır ama bir tık daha dram-romantiktir. aynı şeyi 500 days of summer için de söylerim.

nasıl gelmemiş girl next door aklıma bilemedim. çok iyidir o da.

kate hudson filmleri de genelde iyi romantik komedilerden sayılır.
evet chick flick epey izlerim.

how to loose a guy in ten days,
my bestfriend's girl

Love Actually
The Five-Year Engagement
Definitely, Maybe ya da The Pleasure of Your Company

nothing hill
50 first dates

a lot like love
500 days of summer
3. bulamadım

He is just not that into you
Groundhog Day
Big

you've got mail
notting hill
while you were sleeping

macboooook

Macbook Pro alın o zaman. Alamıyorsanız air almayın. Ben kullanıyorum. O kadar da performans alamıyorum.

p.s: yazılım işi ile ilgileniyorum.

macbook air al...

öncelikle macbook. ikinci olarak da eğer her gün taşıyacaksanız (evden işe, işten eve şeklinde falan) air yoksa pro alın. sürekli masanın üzerinde duracaksa 15" yok alır koltuğa geçerim, yatakta kullanırım, sağa sola götürürüm diyorsanız 13" alın.

samsung ativ book al.

bi bilgisayara o kadar para vermeye gerek yok, sakin.

Macbook önerilerine hepsine birde n +1903 diyorum sen düşün

paran varsa macbook al tabi. ama ne olursa olsun, ne alırsan al samsung gibi bir marka alma.

samsung, casper, exper, datron, packard bell bunlardan uzak dur.

burada "köpek ceza olmadan eğitilmez" diyen çok bilgili köpek davranışçıları türemeden söyleyeyim ben, köpeğinize ceza vermeyerek çok doğru bir şey yapıyorsunuz. (bkz: positive reinforcement) artık modern köpek eğitmenleri ve davranışçıları tarafından daha çok kabul görüyor ve çok daha hızlı ve efektif sonuçlar veriyor. burada köpek davranışçısı olduğunu iddia eden bir arkadaş var, köpeği dövmezseniz saldırır iyi yapıyor sahibi demişti zamanında dayak yiyen bir köpeği kurtarmakla ilgili bir duyuru açmam üzerine. hele ki şivava gibi korkaklaşmaya ve sonucunda saldırganlaşmaya yatkın bir köpekte "alpha dog" benim algısı yaratmak için cezalar verip, hayvanı baskı almaya çalışırsanız 2 kiloluk bir redzone köpeği yetiştirmeniz işten bile değil.

köpeğiniz kucağınızda yatmasın şuranızı yalamasın yatağınıza gelmesin diyenlere de kulak asmayın, sınırlarınızı siz belirleyeceksiniz köpeğinizle. benim kızım da gelip üstümde (zaman zaman kafamda) yatıyor, suratımı öpüyor, yeri geliyor şımarıklıktan kuduruyor ama bütün komutlarımı verdiğim anda dinliyor, benim köpeğim mesela bu dominance olayına inanlara göre eğitimsiz bir köpek. kararınızı siz verin...

bir de şunu okuyun:
(bkz: baskınlık teorisi)
köpeğinizi yarın öbür gün eğitime vermeye karar verirseniz naçizane tavsiyem, göndereceğiniz fasilitede sadece pozitif pekiştirme kullanıldığından emin olmanız. tabi dominance theory'nin destekçilerinden olmazsanız... (keşke hiçbir köpek sahibi olmasa)

Öncelikle sabırlı olun, benim oğlum da 1 yaşına kadar arada kaçırdı sağa sola. Asla dövmedim, sadece yüksek sesle hayır dedim önceleri, fazla da uzatmadım. sonra onu bile demedim çünkü o zaman yanlış birşey yaptığının farkında. çocuklar bile kaç yaşına kadar altına yapıyor, onun da tuvaletini tutabilmesi zaman alıyor, robot değil canlı hayvan sonuçta.
Dediğim gibi ben asla dövmedim ve çok terbiyeli bir hayvan oldu.

İşin komik tarafı kızacağım birşey (gecenin bir yarısı dışarda gezen bir köpeğe havlamak gibi) yapınca terliğimi gösteriyorum hemen anlıyor ve susuyor. Gören de zanneder ki ben bunu terlikle dövüyorum. nerden anlıyor bilmiyorum. Asla dövmem, hep sevgiyle eğitirim ben. yanlışlıkla patisine bile bassam vicdan azabı çekiyorum zaten.

Bu arada ben de içli dışlıyım, benimkinin de insanlarla ve çocuklarla arası çok iyi ama başka köpeklerle pek anlaşamıyor. Ama erkek olduğu için böyle sanırım.

Özetle, hayvan dövülmez, dövmeyin. ödüllendirerek eğitin. Zaten yaptığının yanlış olduğunu anlayacak zekaya sahip. Yüksek sesle "hayır" dersiniz o anlar.

Zaten o kadar akıllı ki kızım her şeyi anlıyor. Çişini doğru yere yapınca heyecan yapıp kutlanmayı bekliyor kerata. Teşekkür ederim cevaplarınız için.

Kimin ne dediği hiç umrumda olmuyor. Dün gece aldım köpeğimi koynuma okşaya okşaya, öpe öpe uyuttum. Çok seviyor böyle. Şımarırsa şımarsın. Yaşayacağı en fazla on sene var onu da maksimum sevgiyle yaşasın istiyorum.

sevgi gösterme şekliniz onu rahatsız etmedikçe size kalmış. ama burada bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. köpek ile bağınız arada başkalarının da olabileceği üzerine kurulu olsun. sevdiğiniz biri, sizinle yaşayacak başka biri vb. olduğu durumlarda köepekler kendilerini yalnızlaşmış hissediyorlar. basit triplerden, depresyona, saldırganlığa kadar davranışları değişebiliyor. ileride onun sarsılmaması için şimdiden alıştırırsanız iyi edersiniz. zaten her şartta onu çok sevdiğinizi anlamıştır.

köpeğinize köpek gibi davranın. köpek köpektir, insan ise insan. şu durumda antropomorfist davranışlar sergiliyorsunuz, ileride çok büyük sorunlar yaşayacaksınız.

(bkz: pozitif eğitim/@galahad)

pozitif reinforcement' cı arkadaşlar 'hayır' ın istenmeyen bir davranış olduğunu nasıl işaretlediğini açıklayabilir mi?

pozitif eğitim en az negatif eğitim kadar yalnış bir şey.

sadece sevgi gösterirseniz evet şımarık bir köpek elde edersiniz ve size anormal derecede bağımlı hale gelir, kişiliğini oluşturmaya ve zekasını kullanıp, geliştirmeye pek fırsatı kalmaz demek oluyor bu da.

ilk önce yapmanız gereken şey köpeğinizi çok iyi gözlemleyip davranışlarını okumaya başlamak, örneğin sizi görünce aşırı seviniyorsa ya da 'bazen' çağırdığınızda gelmiyorsa emin olun ki büyüdüğünde bir problem yaşama ihtimaliniz çok ama çok yüksek, köpeğin köpek olduğunu benimseyip köpeğinizle iletişim kurarken köpek gibi davranmanız gerekli zira örneğin anne köpeğin maksimum 15 günde verdiği tuvalet eğitimi için insanlar aylarca uğraşıyor.

ben disiplin üzerine kurulu bir eğitimden yanayım, önce itaat sonra saygı sonra ise sevgi gelmeli, modern insanlarda bu denklem tam tersi şekilde ve negatif olarak algılanıyor ama aslında köpek dediğimiz canlının bütün mantalitesi bunun üzerine kurulu.

köpek dövmek çok komik ve çok aptalca bir davranış o yüzden değinmiyorum bile, fakat köpeğinizi ara ara cezalandırmanız özellikle dominant bir türse taşların yerine daha rahat oturmasına yol açar, ve evet köpeğinizi domine edip submissive bir hale getirmelisiniz yoksa köpeğiniz tam tersini çok kolay bir şekilde yapar.

son 10 yılda türeyen bir pozitif eğitim sevdası var, sizden ricam tradisionalist eğitmenlere bu 'pozitif eğitmenlerin' attıkları çamurlara bakmadan kulak vermeniz, oturup cesar milanın TV showunu izleyerek çok bir şey öğrenebileceğinizi sanmayın, fakat yine de çok güzel bilgiler içerebiliyor onları yakalamaya çalışın.

diğer yandan ise ödül maması kesinlikle ama kesinlikle kullanmayın, komutları çok kolay öğretebilirsiniz fakat çıkarcı bir köpek olmasına sebep olursunuz, onun yerine köpeğinizi her gün 24 saat sevip okşamayı keserek biraz daha mesafeli ve onun ilgisini çekecek bir pozisyona geçmeniz, sonra da itaat ettikce sevmeniz sizi çok daha iyi bir yöne çeker, bu demek değil ki köpeğinizi sevmeyin, çok basit bir örnek köpeğinizin yanına siz gidip onu sevmeyin, köpeğinizi yanınıza çağırın ve geldiği zaman sevin.

özetlemek gerekirse pozitif eğitim sevdası sizi yakar çünkü beslediğiniz köpeğin türü bu tür rahat ve pıtırcık bir eğitim yöntemiyle(??!) dengelenebilecek bir yapıda değil, 'respect training method' çok daha mantıklı bir yöntem.

Ben bu linktekinin benzerini kullanıyorum ama siyah rengini değil, koyu mor. Siyah renkle ilgili ısıyla ilgili problem olabileceğini söylemişlerdi alırken. Benim pencerenin sağı ve solu 1-1.5 metre duvar olduğu için ve perdeyle oraları da kapattığım için içerisi zifiri karanlık oluyor.

Bunlarin storlarindan kullaniyorum ve cok memnunum ama evet eger cami acicaksan storu kaldirman gerekiyor.

bizde kalın beyaz storlar var. indirdin mi zifiri karanlık oluyor ev. illa siyah olmasına gerek yok yani kalın olması yeterli. storlarla pencereyi aralayabiliyorsunuz ama tamamen açamıyorsunuz tahmin edebileceğiniz gibi

blackout perde kullanıyoruz biz de yatak odasında. gerçekten çok başarılılar. bizim odadakinin rengi koyu kahverengi ve güneşi gerçekten de geçirmiyor kesinlikle tavsiye ederim.

Demek istedigim sta nin dedigi stor krem olmasina ragmen hic gunes gecirmiyor.

bizim evdeki stor değil normal kumaş perde onu belirteyim de.

linkte ki perdeden kullanıyorum. Gri rengınden tamamen kapatınca kesinlikle günışığını kesiyor.

Beyaz stor var benim yatak odamda. Kapatinca direk gece oluyor. Geceleri hatta zifiri oluyor korkup aciyorum bazen. Ama pencere acik olmuyor ne yazik ki. Yatak odaniza falan yaptirin sadece. Digerlerine perde bakin bence.

bizde de bunlarin zebra store versiyonlari mevcut. hem kullanimi cok kolay hem de daha hos duruyorlar. camlariniz yukardan aciliyorsa (bizimkiler kucuk kucuk degil buyuk camlar) hic sorun olmuyor acip kapatmak.

öğrenci işi çözüm istersen
git bi kağıt satan yere
büyük düz beyaz ambalaj kağıdı al
diş macunuyla cama yapıştır.
5 liraya falan perde açma kapama derdinden kurtuldun
:)

linens'ten almıştım, zaten kalın kumaştı, üstüne iki kat yaptırmıştım. kesinlikle zifiri karanlık oluyor. yalnız bu işe gireceksen, şöyle bir avantaj dezavantaj durumu var: tek parça alırsan yıkaması zor olur, birden fazla parça alırsan da birleşme yerlerinden ışık sızma problemi olabilir, gerçi bunun için gereğinden daha fazla kestirerek çözüm bulabilirsin.

tamamdır arkadaşlar çok teşekkürler sanırım stor bana göre değil yazın falan pencere açık yattığımdan iyi olmaz gibime geldi

@sta nasıl günde 10 saat uyuyabildiğini şimdi anladım :D
@titiraprap aile ile yaşıyorum da annem hayatta izin vermez öyle bişeye büyük olasılık siyaha da izin vermez görüntü iyi olmayacağı için :)

Işık geçirmeyen perdeye karartma perdesi de deniyor. Karartma perdesinin koyu renkli olması gerekmiyor.

@high hopes bunlar hep teknik işi :)

bence chihuahua hakkında yeterince araştırma yapmamışsınız. Kendisi melek değil, zaman zaman çok can sıkıcı olabilen inat, agresyon vs gibi özelliklere sahip bir köpektir.
Sorunuza yanıt olması açısından; hayır, para verip köpek, hele hele chihuahua almazdım.

chihuahua'nın genel olarak ruh hali şöyle:

%40 titreme %5 sümük %5 çapak % 50 nefret

Chihuahuaları yakından tanıyorum. Yetiştirilme tarzına göre dedikleriniz olabiliyor tabii ki ama doğru bakımla o şekilde olmuyor. Siz dediğim gibi bir köpek düşünerek cevap verseniz daha çok yardımı dokunur.

spaniel cooker ve king charles spaniel cinslerine de bakabilirsin. istediğin özelliklere çok uygun cinsler.

ama şunu bil, benim golden retrieverim var. genel golden retriever boyundan biraz daha ufak. gene de gelip tamamıyla kendini gövdemin üstüne bıraktığında artık büyükmüş, küçükmüş hiç fark etmiyor benim için. yani, çok çok ideal olanı kovalamışsın da bu tarz kusurları gerçekten önemsemiyorsun sevdikten sonra.

yuvaya ihtiyacı olan küçük ırk bir köpek var burada

www.facebook.com

ya mea :(

siz sevdiklerinizi parayla mı satın alıyorsunuz ?
barınakta sizi sevmeye hazır sürüsüyle köpek var. nolur barınaktan alın.

ben yıkmazdım.
şimdiye kadar küçük büyük bir sürü hayvan baktım. eys of speyds dediği gibi kendini size bıraktığında her şey uçup gidiveriyor.

Madem ona her şeyini adamaya falan hazırsın bunu bi eşya gibi parayla aldığın bir canlıya mı yapmak istersin! Bence düşüncelerin güzel biraz dirayetli ol. Bi duruşun olsun. Parayla alma.

Cevaplariniz icin hepinize tesekkur ederim.

rus finosu denen aslen papillon kırma olan köpeklerden al, her yerdeler zaten sürekli terk ediliyorlar. inanılmazlar, benim kızım onlardan biri ve inmiyor kucağımdan. mea'nın paylaştığı linkteki mesela. hatta engelli olursa sahibine çok daha fazla bağlı oluyor ve minnet duyuyor.

illa şivava istiyorum diyorsan da bekle, illa ki düşer barınaklara falan. ben pug sahiplendim mesela yakın zamanda, son altı ayda da sahiplendirilen beşe yakın şivava gördüm. ama ırk olarak onlar ısırgan başına buyruk ve inatçı hayvanlar, hiç beklediğini bulamayabilirsin yani.

bence para vermenizde sakınca yok. kuş, ya da balık alınca sıkıntı olmuyor köpek olunca neden sıkıntı olsun?

eger 65 yasindan buyuk degilseniz buyuklugunu bence hic dert etmeyin. buyuk kopekler aslinda sandiginizdan cok daha duygusal, koca kalbi olan sevgi manyagilar. sarilinca canini cikarmayacaginiz bir hayvan o da neticede. benim iki tane buyuk var, kucagima da aliyorum bebek gibi, beraber de yatiyoruz sarila sarila. eger bir de barinaktan kurtarirsaniz, iyi ki kurtarmisim diyeceksiniz, cunku zaten asik olacaksiniz.

barinakta da cins kopek bulabilirsin. millet bayiliyor cins kopek edinip sonra sokaga atmaya. chihuahua disinda da istediklerine uygun kucuk kopekler var. chihuahua en nevrotik, en yaygaraci kopeklerden biridir. ama sevince hepsi seni sever gelir koynunda uyur.

barınaktan bir can kurtarmış olursunuz. parayla aldığınızda başka yavruların üretimini, petshop vitrinlerinin minik kafeslerinde yavruların satışının devamını sağlamış olursunuz. ayrıca petshopa vereceğiniz para ile başka ihtiyaç sahipleri canlara yardım edebilir, birden fazla canın hayatının güzelleşmesine katkı sağlarsınız.
chihuahua bazı ünlüler sayesinde "çanta köpeği" olarak yansıtıldı. düşünün ki bu köpek dışarıda her şeyden korktuğu için sizin çantanızda gezebiliyor sadece. insanların arasına grdiği anda terginlikten titriyor, havlıyor.
umarım barınağa hapsedilmiş bir canın hayatını değiştirmek yönünde olur tercihiniz.

Ben petshoptan zaten kesinlikle almam. Ciftlikten falan almaktan bahsediyorum. Petshop gibi bir secenegim yok. Onu kesinlikle yapmam.

ciftlikten alindiginda daha mi iyi oluyormus? merakimdan soruyorum. hic uretim ciftliginin icini gormedim de.

pet shoplar da çiftliklerden almıyor mu o kedi-köpekleri zaten?

ne farkı var?

üretim çiftliklerinde dişiler sürekli doğum yaptırmak için kullanılır ve onların her doğumu üzerinden insanlar binlerce lira kazanır, hayvanı üretim aracı, yavruları "ürün" olarak görür. çiftlik adı verilse de köpekler küçük alanlarda hatta kafeslerde yaşarlar. kafesleri temizlemek zor geldiği için tel zeminli kafesler kullanılır ki bu teller üzerine basan köpeklerin patileri yaralanır. doğum yapan hayvanın sağlığı doğum yapmasına engel olmadığı sürece kimsenin umrunda değildir. petshop çiftliklerin vitrinli halidir.

üretim çiftliklerinden birkaç fotoğraf ve not içeren sayfaya bakabilirsiniz. www.turseng.com

Ciftlik degil tam olarak. Kadin kendi evinde bakiyor. Pet shoplara da vermiyor. Kendisi ilgileniyor onlarla. Hepsi cok saglikli ve mutlu.

sonuçta o kadın bir hayvanı üretim aracına dönüştürmüş. köpek bir kaza sonucu hamile kalıp doğum yapmamış. kadın "üretici" olarak ki bu üretim sürecinde yer bile almıyor, insan olmaktan dolayı hayvan üzerinde var olduğua inandığı tahakküm hakkını kullanarak o köpeği bir üretim tesisine dönüştürmüş durumda. bunun üzerinden para kazanıyor. sorun burada. bu konu üzerinde durduğunuza göre sanırım içinizde bir hayvana yardımcı olmak ağır basıyor. vicdanınızın sesini dinleyip barınaktan, sokaktan, sahiplendirme yapılan sitelerden bir arkadaş seçmenizi tavsiye edeceğim. en azından birinin yaşam standardını değiştireceksiniz. unutmayın ki bahsettiğiniz kadın elindeki yavrular "bittiğinde" yeniden yavru "ürettirecek" ve "satacak".

çocuk doğurup satan bir çiftten bahsetsem muhtemelen o insanları vicdansızlıkla suçlar toplum ki o kadın ve erkek kendi "üretim"leri olan bir canın satışını yaparlar. köpeğin satış ve üretimde köpeğin hiçbir talebi ve kazancı yoktur. durum çocuğunu satan ailelerinkinden daha da vicdansızcadır. hiçbir can (kedi, köpek, hamster,inek, koyun...) ticaret ürünü değildir.

facebook'ta teriyergiller sayfasi var mesela www.facebook.com

www.facebook.com

belki seversiniz birbirinizi, yuva arıyor. küçük ırk www.facebook.com

call of duty: modern warfare 2

fps savaş oyunu. senaryosuna film çekilir o derece.karakterler güzel. basit ama sürükleyici hikaye.

amerikalı askerler rus mafyasına karşı.

game dev tycoon - oyun yapma similasyonu :) kendi oyun şirketini kurup yönetiyorsun.

payday 2: soygun oyunu. online olarak insanlarla plan yapıp soygun düzenliyorsun.

Tomb raider. Bilgisayar kullanmayi bile youtube ve facebooktan ote bilmeyen arkadasim ben oynarken gaza gelip oynamaya baslamisti ve cok sevmisti. Hearthstone da olabilir. Ya da diablo(o biraz daha sonra belki)

şu an oynadıklarım;
team fortress : fps, 3 senedir bırakıp bırakıp başlıyorum.
banner saga faction: sıra tabanlı strateji. 6 tane karakterin var stranç tahtası gibi bi yerde sırayla savaşıyosun işte. Karakterlerini geliştiriyosun ama çok seçenek yok öyle.

forge of empires: browser tabanlı strateji/ city building oyunu. yeni başladık bizde, istersen davet gönderebilirim.

onun haricinde diğerleri gibi bir tavsiye istersen cs: go derim bende. otur başına saatlerce kalkma. ilk başlarda biraz zorlanabilirsin ama ısındın mı son derece zevli ve sürükleyici bir oyun.

selam uzaylı biz dostuz derim.

takımları nerede bunun, kuyruğu var mı, am mı lan o, vb sorularla anatomisini incelerim.

hemşerim naber derim, sonuçta dunya da uzayda e bizde uzaylıyız. mustafa topaloğluna büyük haksızlık yapıldığını düşünüyorum birde.

Once bi sekilde iletisim kurup bana zarar vermeyeceginden emin olduktan sonra gider sarilirim heralde.

disi erkek farkmaz, yavsarim. o kadar da zeki bir yasam formu degilse evlilige ikna etmeye calisirim. bir sekilde kurtulmak lazim buralardan.

kurtar beni diye bağırırım. belki anlar.

Taş atarım

mikecek halim yok, bakar bakar giderim..

Ben kaçarım ya. Korkarım yani. Hele ki Shyamalan'ın signs ındaki uzaylılardan sonra acayip tırsıyorum ben.

şey yapmaya çalışırım. yani şey.

Büyük olasılıkla altımı doldururum korkudan.

örgütlerim, leninizm öğretirim ona.

nerelisin diye sorarım sonra da verdiği cevaba aldırmaksınız neresinden derim

sevisirim

proletarier iyi noktaya temas etmiş, pavyona satılabilir aslında.

Nasıl seyahat ediyorsunuz diye sorarım. Fizikçiyim.

buyrun benim

direkt sorun burdan bence

Park caddesi' nin devamında kalıyor, evet.
(git: wikimapia.org&lat=39.868026&lon=32.676690&z=19&m=b&search=teb)

TEB otel' de kalabilirsiniz; Park caddesi' ne yürüyüşle 5dk, bahsettiğiniz yere arabayla 5 dk mesafededir.
(git: wikimapia.org&lat=39.876329&lon=32.686252&z=18&m=b&search=teb)

Saltoğlu Blv. Konsept Çayyolu Villaları' nda iyi kuaför olduğunu biliyorum ama adını hatırlayamadım. O da TEB' in karşısında.
(git: wikimapia.org&lat=39.874146&lon=32.689390&z=18&m=b&search=teb)

Dolmuşla Konutkent 2' nin önünde inebilir ve biraz yürüyebilirsiniz.
Metroyla da Koru durağına gelen ring otobüslerine binebilirsiniz.

Edit: linkleri wikimapia üzerinden vermeye çalıştım ama tam olmadı. Yine de koordinatlarını görebilirsiniz. İmleci tam binaların üzerine sabitledim, bakarsınız.

evet, haritadan bakınca park caddesinin sonuna doğru gibi görünüyor.

zaten semtte bir tek teb dora hotel var bildik. taksiyle 10 lira tutmaz park caddesinden.

teb otel'in hemen karşısında new park mı, park hair mi öyle bir kuaför var. kalitesini bilmiyorum ama muhitin geneli asortik olduğu için bence kuaförler çok kötü çıkmaz diye yorum yapacam. gerçekse kalitesi hakkında bir fikrim yok.

herkes yazmış ama ben kuaför tavsiye edeyim artık. gordionun orada diamond güzeldir. onun biraz gerisinde bir yer var orası da güzel saç yapar.

Ben öldükten sonra ne olacağı hiç umrumda değil.

iyi ya da kötü bir şey söylensin istemem. ona göre yaşayamıyorum, kötü şeyler söyleyecek insanların sayısı günden güne artıyormuş gibi hissediyorum. bu kendine nasıl baktığınla alakalı bir durum sanırım. yoksa kimse oturup benim kendimi düşündüğüm gibi düşünmüyordur değerlendirmiyordur.

azıcık gıcıktı ama yine de iyi bir insandı yav :)

Öldükten sonra kimin ne dediği umrumda değil ve buna göre yaşıyorum.

Not: öldükten sonra arkasından iyi konuşulmasını isteyenlerin zoraki iyilik melekleri olduklarına inanıyorum.

Daha fazla bilgi için: (bkz: süperego)

şu önümüzdeki 5 yıl içinde ölürsem
hakkımda ne söylenmesini isterimmmm. biraz daha yaşasa dünyaya iz bırakıcak hatundu falan denilmeli bence benim için.

biraz daha büyüynce ölünce ne derler: icraatime bakmak lazım. ilerimi göremiyorum ki artık. ya da istemiyorum. çok yıprandım :/ 5 sene içinde ölmezsem yokolurum zaten gibi geliyore.

artık hiçbir şeyden zevk almıyorum.

"dünya kadar parası vardı da ne oldu. kefenin cebi yok" desinler. başka bir dileğim yok.

Ardımdan "niye bu kadar erken öldün piç herif" diyecek birileri var. Gerisi umrumda değil.

neler soylenecegini zaten biliyorum. umurumda mi? degil.

umursamadan yasiyorum. pamuk girmis gote, got gomulmus topraga. kimin ne dusundugunun ne onemi var?

Oldukten sonra arkamdan ne konusdugu umrumda degil diyemem. İyi seyler soylensin isterim.
Evet buna gore yasiyorum, bu konuda mutevazi olamayacagim.

pek yaşayamadan öldü zavallı demelerini beklerim. yalan değil sonucta.

en azindan ardimda biraktiklarim hakkimda soylenen guzel seyleri isitince mutlu olurlar.
onlarin mutlu olmasi adina isterdim.

Ölmeden önce arkamdan "İyi insandı, şöyleydi, böyleydi" demelerini isterim, ona göre yaşıyorum kişiliğimin oturduğu kadarlık kısmı elverdikçe. Öldükten sonra "Ben bir kara büyü biliyorum, aychovsky'yi hemencecik diriltebiliriz" ve benzeri ifadeler dışında ne dedikleri hiç ama hiç umrumda değil.

tomgordonaasikolankiz.tumblr.com

"kör ölür badem gözlü olur" derler. Öldükten sonra herkes iyi anılır. Hitler falan değilsen tabi. Önemli olan yaşarken iyi anılmak, iyi yaşamak, tadını çıkarmak, "bu adam hayatını yaşıyor hem de çok iyi bir insan" dedirtmek.